ÇAMLIHEMŞİN İLÇE TANITIM
ÇAMLIHEMŞİN RESİMLER
ÇAMLIHEMŞİN FOTOĞRAFLAR
ÇAMLIHEMŞİN MANZARALAR
ÇAMLIHEMŞİN GÖRÜNTÜLER
ÇAMLIHEMŞİN TARİH
ÇAMLIHEMŞİN COĞRAFYA
ÇAMLIHEMŞİN VİDEO
ÇAMLIHEMŞİN YEMEK
ÇAMLIHEMŞİN SPOR
ÇAMLIHEMŞİN KÜLTÜR
ÇAMLIHEMŞİN GEZİ
ÇAMLIHEMŞİN FOTO
ÇAMLIHEMŞİN
RİZE ÇAMLIHEMŞİN
ÇAMLIHEMŞİN RİZE NİN BİR İLÇESİDİR..
ÇAMLIHEMŞİN İLÇE TARİH
ÇAMLIHEMŞİN TARİHİ
Çamlıhemşin tarihine bakarken ilçe merkezi olana kadar bağlı olduğu Hemşin'in tarihine de birlikte bakmak gerekir. Yöre, 1071'de Malazgirt Meydan Muharebesi sonunda Alparslan tarafından Selçuklu topraklarına dahil edilmiştir. 1072'de, Alparslan savaş sonrasında, bölgeye 70.000 yaylacı ve göçer Türk yerleştirdi.
Daha sonra 1184'te bölgede kurulan Trabzon- Pontus İmparatorluğu sınırları içinde kalan Hemşin'in bölge halkı, arazinin dağlık ormanlık olmasından dolayı işgalden etkilenmedi. Türk kimlik ve gelenekleriyle yaşamlarını günümüze dek sürdürdüler.
Hemşinliler yaşadıkları zorluklara rağmen, hiçbir zaman yurt edindikleri bu topraklardan gurbet dışında kopmadılar.
Gurbette olsalar da Hemşin'le ilgilerini kesmediler. Bazı tarih kaynakları, Müslüman-i Kadim yani 1461 öncesi Müslümanları diye anlatıyor. Daha önceki yayınlanan eserler, bölgenin tarihi ile ilgili şu bilgileri vermektedir.
Çamlıhemşin adını, ilçenin kuruluşundan sonra almıştır. Yukarı vice (Yukarı Çamlıca) ve Aşağı vice (Aşağı Çamlıca) mahalleleri ile bazı köylerin birleşme noktası olan bu yerleşim yeri ""vice altı olarak bilinmekte idi.Şu anda mevcut sahile ulaşımı sağlayan Karayolu üzerinde 1950 öncesi herhangi bir patika yolun varlığı bilinmemektedir. Çamlıhemşin'in Kaçkar dağları ve sahili bağlayan yolun şu anda mevcut ilçeden kanlıboğazı aşarak varıldığı bilinmektedir.
Eski çağlara ait Erzurum- Trabzon ipekyolunun çok yağmalanması nedeniyle iklimin uygun olduğu dönemlerde; Erzurum- Hevek yaylası- Hisarcık- Zilkale- Çamlıhemşin- Pazar ilçesinin doğu yönündeki çıkış noktasında doğal bir limanın varlığından söz edilir. Bu yöreye Cumhuriyet dönemine kadar ""Eski Trabzon"" denmesi bu gibi varsayımlara ışık tutmaktadır. Ayrıca antik çağlardan beri Kaçkarlar- Sahil yolunun gerek Hala deresi gerek Büyük dere (Baş hemşin) güzergahının şu anda ilçe merkezinin bulunduğu yerden geçtiği aşikardır.
Bu gibi varsayımları çoğaltmak olasıdır. Onun içindir ki doğal güzelliğinin korunmasının istendiği yörenin tarih açısından da araştırılması için bilim adamlarına açık davet çıkarılmaktadır.
Bazı tarihçiler, tarih öncesi tarihçilerden Ksenophos'un ünlü ""Onbinlerin Dönüşü"" adlı eserinde Karadeniz'e iniş için Bölgeyi kullandıkları yazmaktadırlar.
Çamlıhemşin, Çarlık Rusya'sının işgaline uğradıysa da sahilden uzak oluşu ve siper durumunda olan yüksek dağlar nedeniyle barınamamışlar ve yöreyi terketmişlerdir. Vicealtı nahiye olmadan önce idari yönden Hemşin köylerinin tümü ile birlikte Pazar- Hemşin nahiyesine, aşağı kesim köyleri ise Ardeşen nahiyesine bağlı idi. 1953 yılında Ardeşen ilçe olunca Vicealtı Çamlıca adıyla ;Ardeşene bağlı bir nahiye oldu.
Çamlıca 27 Haziran 1957 tarihinde yürürlüğe giren 7033 sayılı kanunla 1 Nisan 1960 tarihinde ilçe yapılarak Çamlıhemşin adını aldı. Yavuz Sultan Selim, Trabzon'dan hareketle sahil gezisinde olduğu bir gün Ardeşen girişindeki Fırtına deresine dikkati çeker. Hızlı ve heybetli akan derenin sularında işlenmiş ağaç, karışık orman ürünlerinin su tarafından sürüklenmekte olduğunu görür. Yavuz Sultan Selim ""buranın ardı şen olmalı"" der. Gezi boyunca Fırtına havzasında kimlerin ne şekilde yaşadıklarını incelemek ve yönetimine bağlamak üzere bir miktar kuvvet gönderir.
Yöreye gelenler buranın tabii güzelliklerini çamlık ve yoğun ormanlıklarını görünce padişahın ilk teşhisini kanıtlarcasına ""hem de şen"" diye söylenirler. Çamlıhemşin adının bu şekilde olduğu söylenmektedir.
Amaturu Urugu'nun, Rize Hemşin bölgesine göçüp yerleşmesini bir tanık olarak şöyle anlatıyor: 604-628 yılları arasında ateşe tapan İranlılar ile Hristiyan Bizanslılar arasında geçen yıkıcı savaşlardan çok zarar gören Amudiler, Gürcistan Beyi ve İran yanlısı Vaçyan yakıp yıkmış, ""Dampur"" kasabasını ve çevresini şenlendirerek yurtlarına ""Hamamaşen"" (Hamam şenliği/ adabı) demişlerdir. Zamanla bu coğrafi adı Hemşen/ Hemşin ve Şenli, Horosan- Hemedan-Elezeğ bölgesinden gelme Türkmen/ Oğuz halkı da ""Hemşenli/ Hemşinli"" diye anılır oldu.
Araplardan bunalan Amantuniler'in göçünü değişik zamanlarda gösterir. Önce Kars kuzeyindeki ""Kol"" (Göle) bölgesine -açan ""Haman"" idaresindeki Amatuniler, ""Egerasdan'da (Acaristan) denize karışan ""Çoraklı"" (Çoruh) ırmağını aştılar. Bu sırada Bizans Kayseri (VI.) Konstantin'in (780-797) yerleşmek üzere mülk olarak Haman Bey'e bağışladığı ""Tambur"" bölgesine gelerek burayı şenlendirip kaldılar. Bu yüzden oraya ""Haman-a Şen"" dendi. İstanbul'da ""Başbakanlık Arşiv-Tapu"" bölümünde 929 (1523)
yılından kalma Trabzon Tahrir Defteri (836-840), Hemşin kazası onbir köyü (Çat, Varoş, Kol, Cimi, Başköy, Bulaşken) kesimi ""Kara- Hemşin"" ve ilçelerine (Zuğa, Aşuduğ, Çinçiva, Küşüve ve Tekurid köyleri bulunan semti ""Ak Hemşin"" sayıldığı gibi; eski Oğuz /Türkmen ikili Düzinine göre yine şimdiki Pazar- Hemşinliğine "" İç Hemşin"" ve ""Sol-Kol"" Hopa Hemşinliğine de Dış Hemşin ve Sağ- Kol denilmesi dikkate değer.
Öteden beri anadilleri Türkçe olan Hemşinlilerin ataları, 1523'teki Kanuni Çağı ilk Tahririnde ""Müslüman-i Kadim"" yani 1461 öncesi Müslümanları diye tanıtılıyor.
Hemşinlilerde öteden beri Türklüğe özgü su vasıflar görülür: Yaylacılık, ekmek-yemek pişirmede ""tandır"". Kaval ve tulum çalgıları. Horon, kadınların türkü ve destan söyleyişi, Nevruzlarda ""aşure"" pişirme adeti ile erkeklerde körüklü şalvar zıpka, kadınlarda şal-kuşak bağlama, un-kaymak karışımı ""hoşmer"" adlı yemek, çok sağlam aile bağları, konu edilen Türklük vasıflarından ilk belirgin örnekleridiR.
ÇAMLIHEMŞİN RESİMLER
ÇAMLIHEMŞİN FOTOĞRAFLAR
ÇAMLIHEMŞİN MANZARALAR
ÇAMLIHEMŞİN GÖRÜNTÜLER
ÇAMLIHEMŞİN TARİH
ÇAMLIHEMŞİN COĞRAFYA
ÇAMLIHEMŞİN VİDEO
ÇAMLIHEMŞİN YEMEK
ÇAMLIHEMŞİN SPOR
ÇAMLIHEMŞİN KÜLTÜR
ÇAMLIHEMŞİN GEZİ
ÇAMLIHEMŞİN FOTO
ÇAMLIHEMŞİN
RİZE ÇAMLIHEMŞİN
ÇAMLIHEMŞİN RİZE NİN BİR İLÇESİDİR..
ÇAMLIHEMŞİN İLÇE TARİH
ÇAMLIHEMŞİN TARİHİ
Çamlıhemşin tarihine bakarken ilçe merkezi olana kadar bağlı olduğu Hemşin'in tarihine de birlikte bakmak gerekir. Yöre, 1071'de Malazgirt Meydan Muharebesi sonunda Alparslan tarafından Selçuklu topraklarına dahil edilmiştir. 1072'de, Alparslan savaş sonrasında, bölgeye 70.000 yaylacı ve göçer Türk yerleştirdi.
Daha sonra 1184'te bölgede kurulan Trabzon- Pontus İmparatorluğu sınırları içinde kalan Hemşin'in bölge halkı, arazinin dağlık ormanlık olmasından dolayı işgalden etkilenmedi. Türk kimlik ve gelenekleriyle yaşamlarını günümüze dek sürdürdüler.
Hemşinliler yaşadıkları zorluklara rağmen, hiçbir zaman yurt edindikleri bu topraklardan gurbet dışında kopmadılar.
Gurbette olsalar da Hemşin'le ilgilerini kesmediler. Bazı tarih kaynakları, Müslüman-i Kadim yani 1461 öncesi Müslümanları diye anlatıyor. Daha önceki yayınlanan eserler, bölgenin tarihi ile ilgili şu bilgileri vermektedir.
Çamlıhemşin adını, ilçenin kuruluşundan sonra almıştır. Yukarı vice (Yukarı Çamlıca) ve Aşağı vice (Aşağı Çamlıca) mahalleleri ile bazı köylerin birleşme noktası olan bu yerleşim yeri ""vice altı olarak bilinmekte idi.Şu anda mevcut sahile ulaşımı sağlayan Karayolu üzerinde 1950 öncesi herhangi bir patika yolun varlığı bilinmemektedir. Çamlıhemşin'in Kaçkar dağları ve sahili bağlayan yolun şu anda mevcut ilçeden kanlıboğazı aşarak varıldığı bilinmektedir.
Eski çağlara ait Erzurum- Trabzon ipekyolunun çok yağmalanması nedeniyle iklimin uygun olduğu dönemlerde; Erzurum- Hevek yaylası- Hisarcık- Zilkale- Çamlıhemşin- Pazar ilçesinin doğu yönündeki çıkış noktasında doğal bir limanın varlığından söz edilir. Bu yöreye Cumhuriyet dönemine kadar ""Eski Trabzon"" denmesi bu gibi varsayımlara ışık tutmaktadır. Ayrıca antik çağlardan beri Kaçkarlar- Sahil yolunun gerek Hala deresi gerek Büyük dere (Baş hemşin) güzergahının şu anda ilçe merkezinin bulunduğu yerden geçtiği aşikardır.
Bu gibi varsayımları çoğaltmak olasıdır. Onun içindir ki doğal güzelliğinin korunmasının istendiği yörenin tarih açısından da araştırılması için bilim adamlarına açık davet çıkarılmaktadır.
Bazı tarihçiler, tarih öncesi tarihçilerden Ksenophos'un ünlü ""Onbinlerin Dönüşü"" adlı eserinde Karadeniz'e iniş için Bölgeyi kullandıkları yazmaktadırlar.
Çamlıhemşin, Çarlık Rusya'sının işgaline uğradıysa da sahilden uzak oluşu ve siper durumunda olan yüksek dağlar nedeniyle barınamamışlar ve yöreyi terketmişlerdir. Vicealtı nahiye olmadan önce idari yönden Hemşin köylerinin tümü ile birlikte Pazar- Hemşin nahiyesine, aşağı kesim köyleri ise Ardeşen nahiyesine bağlı idi. 1953 yılında Ardeşen ilçe olunca Vicealtı Çamlıca adıyla ;Ardeşene bağlı bir nahiye oldu.
Çamlıca 27 Haziran 1957 tarihinde yürürlüğe giren 7033 sayılı kanunla 1 Nisan 1960 tarihinde ilçe yapılarak Çamlıhemşin adını aldı. Yavuz Sultan Selim, Trabzon'dan hareketle sahil gezisinde olduğu bir gün Ardeşen girişindeki Fırtına deresine dikkati çeker. Hızlı ve heybetli akan derenin sularında işlenmiş ağaç, karışık orman ürünlerinin su tarafından sürüklenmekte olduğunu görür. Yavuz Sultan Selim ""buranın ardı şen olmalı"" der. Gezi boyunca Fırtına havzasında kimlerin ne şekilde yaşadıklarını incelemek ve yönetimine bağlamak üzere bir miktar kuvvet gönderir.
Yöreye gelenler buranın tabii güzelliklerini çamlık ve yoğun ormanlıklarını görünce padişahın ilk teşhisini kanıtlarcasına ""hem de şen"" diye söylenirler. Çamlıhemşin adının bu şekilde olduğu söylenmektedir.
Amaturu Urugu'nun, Rize Hemşin bölgesine göçüp yerleşmesini bir tanık olarak şöyle anlatıyor: 604-628 yılları arasında ateşe tapan İranlılar ile Hristiyan Bizanslılar arasında geçen yıkıcı savaşlardan çok zarar gören Amudiler, Gürcistan Beyi ve İran yanlısı Vaçyan yakıp yıkmış, ""Dampur"" kasabasını ve çevresini şenlendirerek yurtlarına ""Hamamaşen"" (Hamam şenliği/ adabı) demişlerdir. Zamanla bu coğrafi adı Hemşen/ Hemşin ve Şenli, Horosan- Hemedan-Elezeğ bölgesinden gelme Türkmen/ Oğuz halkı da ""Hemşenli/ Hemşinli"" diye anılır oldu.
Araplardan bunalan Amantuniler'in göçünü değişik zamanlarda gösterir. Önce Kars kuzeyindeki ""Kol"" (Göle) bölgesine -açan ""Haman"" idaresindeki Amatuniler, ""Egerasdan'da (Acaristan) denize karışan ""Çoraklı"" (Çoruh) ırmağını aştılar. Bu sırada Bizans Kayseri (VI.) Konstantin'in (780-797) yerleşmek üzere mülk olarak Haman Bey'e bağışladığı ""Tambur"" bölgesine gelerek burayı şenlendirip kaldılar. Bu yüzden oraya ""Haman-a Şen"" dendi. İstanbul'da ""Başbakanlık Arşiv-Tapu"" bölümünde 929 (1523)
yılından kalma Trabzon Tahrir Defteri (836-840), Hemşin kazası onbir köyü (Çat, Varoş, Kol, Cimi, Başköy, Bulaşken) kesimi ""Kara- Hemşin"" ve ilçelerine (Zuğa, Aşuduğ, Çinçiva, Küşüve ve Tekurid köyleri bulunan semti ""Ak Hemşin"" sayıldığı gibi; eski Oğuz /Türkmen ikili Düzinine göre yine şimdiki Pazar- Hemşinliğine "" İç Hemşin"" ve ""Sol-Kol"" Hopa Hemşinliğine de Dış Hemşin ve Sağ- Kol denilmesi dikkate değer.
Öteden beri anadilleri Türkçe olan Hemşinlilerin ataları, 1523'teki Kanuni Çağı ilk Tahririnde ""Müslüman-i Kadim"" yani 1461 öncesi Müslümanları diye tanıtılıyor.
Hemşinlilerde öteden beri Türklüğe özgü su vasıflar görülür: Yaylacılık, ekmek-yemek pişirmede ""tandır"". Kaval ve tulum çalgıları. Horon, kadınların türkü ve destan söyleyişi, Nevruzlarda ""aşure"" pişirme adeti ile erkeklerde körüklü şalvar zıpka, kadınlarda şal-kuşak bağlama, un-kaymak karışımı ""hoşmer"" adlı yemek, çok sağlam aile bağları, konu edilen Türklük vasıflarından ilk belirgin örnekleridiR.
Çamlıhemşin - Ayder Kültür Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi
Ayder Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi, Rize il merkezine 87 km, Çamlıhemşin ilçe merkezine ise 16 km mesafede yer almaktadır. Ayder, Bakanlar Kurulu Kararı ile Turizm Merkezi ilan edilerek 19.04.1987 tarih ve 19426 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
Bunun yanında, yörenin tarihi, doğal ve sosyo-kültürel turizm değerlerini barındırması, kış ve sağlık turizmi ile mevcut diğer turizm potansiyelinin dikkate alınarak değerlendirilmesi ve bu alanların koruma-kullanma dengesinin kurularak sektörel kalkınma ve planlı gelişim sağlanması amacıyla Ayder bölgesi, 20.11.2006 tarih ve 11264 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile “Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi” ilan edilerek 08.12.2006 tarih ve 26370 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır.
Ayder Yaylası doğa güzellikleri, yöreye has otantik mimarisi ve birçok hastalığa şifa olduğu bilimsel olarak tespit edilmiş olan termal kaplıcası ve de özellikle 2004 yılından itibaren ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen “heliski kayak sporu” ile çekiciliğini arttırmış, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelmiştir. Kültür ve Turizm Koruma Gelişim Bölgesi, termal turizmin yanında heliski, treking, jeep safari, foto safari, kampçılık, dağcılık gibi birçok turizm aktivitesi için uygun olması nedeniyle, ziyaretçilerine çeşitli tatil alternatifleri sunmaktadır.
Ayder’de ulaşım ve altyapı sorunları giderilmiş birçok konaklama ve yeme içme tesisi mevcut olup, yılın her mevsimi ziyaretçilere hizmet verilmektedir. Bunun yanında toplam, 2450 m² alana kurulu olan ve üç ana bölümden oluşan (erkek ve bayan banyoları ile özel banyolar) Ayder Kaplıca Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Tesisleri de yıl boyunca hizmetini sürdürmektedir.
Turizm İşletme Belgeli Termal Tesisin mülkiyeti İl Özel İdare Genel Sekreterliğine ait olup, 01.01.2003 tarihinden 01.01.2013 tarihine kadar, işletilmesi yapılmak kaydıyla Ayder Turizm Anonim Şirketine kiralanmıştır.
Erkek ve bayan banyolarında 24 kişi kapasiteli yıkanma bölümü ve 150 kişi kapasiteli 12x5 metre ebadında 110 cm. derinliğinde 37 ile 40 derece arası sıcaklıkta kür havuzları kaplıca tedavisi için hizmet vermektedir. Tesis bünyesindeki 8 adet özel banyo kaplıca suyuna sahip olup, ailelere hizmet vermektedir. Tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılacak fizik tedavi bölümlerinde ise uzman hekim kontrolünde hizmet verilmektedir. Tesisin yıl itibariyle ortalama kapasitesi günlük 300 kişidir.
T.C Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden 19.04.2005 Tarih ve 49 Numaralı kaplıca tesisi işletme izni alınması neticesinde tesis Sağlık Merkezine dönüşmüştür. Bu sayede sağlık kurumlarından sevk alarak gelen hastalar tesiste tedavi görebilmekte ve tedavi masrafları kurumlarınca karşılanmaktadır.
Kaplıcanın, 55 derece sıcaklıktaki renksiz, kokusuz, berrak suyu (PH Değeri 8, Sodyum, Sülfat, Kükürtlü ve Radyoaktif bileşim) inflaboratuvar romatizmal hastalıkların kronik dönemlerinde; kronik bel ağrısı, osteoartrit gibi eklem hastalıkları, miozit tendinit travma, yumuşak doku hastalıkları, ortopedik operasyonlar, beyin ve sinir
cerrahi sonrası gibi uzun süreli hareketsiz kalma durumlarında mobilizasyon çalışmalarında, rehabilitasyon amacıyla stres bozukluklarında ve spor yaralanmalarında ayrıca kalp ve kan dolaşımı, solunum yolları rahatsızlıklarında tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilir niteliktedir.
Turizm Türleri
Trekking (Doğa Yürüyüşü)
Türkiye’de kısa bir geçmişe sahip olmasına rağmen, en çok rağbet gören doğa etkinliklerden biri olan trekking-doğa yürüyüşü için Rize Türkiye’deki en önemli merkezlerden biri konumundadır. Dinlenmek, spor yapmak, fotoğraf çekmek, kuş gözlemciliği ve botanik gibi bir çok ilgi alanını tek etkinliğin içinde yapabileceğiniz trekking için Rize, köy ve yayları ile çok çeşitli alternatifler sunmaktadır.
Ayrıca Rize’de bulunan parkurlarda ata binmek suretiyle de çok uzun parkurları gezme olanağı bulunmaktadır.
Yürüyüş Parkurları
Çamlıhemşin - Zil Kale – Çat – Başhemşin – Verçenik Tepesi ve Gölü – Adalı Gölü - Tatos Gölü - Çiçekli Yaylası - Baş Yaylası - Çapug Geçidi - Yıldızlı Gölü – Hacıvanak – Elevit – Çat - Çamlıhemşin
Çamlıhemşin - Zil Kale – Çat – Elevit – Karmık - Çoğun Gölü - Karmik Aşıdı - Apıvanak – Palovit – Ketençur - Tatar Dağı - Karmukareç Gölü – Amlakit –Samistal – Hazindağ – Pokut - Çamlıhemşin
Çamlıhemşim – Ayder - Aşağı Kavron - Yukarı Kavron - Çengovit Gölü -Karadeniz Gölü - Naletleme Geçiti – Döbe – Olgunlar – Haistav – Dilberyüzü -Atsız Gölü - Deniz Gölü - Kaçkar Zirvesi – Yusufeli - Barhal
Çamlıhemşin – Ayder – Dobaye – Taşlık - Boğaz – Çapuni Apinona – Topluca Köyü - Çamlıhemşin
Çamlıhemşin – Ayder – Balakçur - Yukarı Kaçkar - Topluca – Gül Eteği – Aşağı Durak - Y.Korkuma – Boravan – Tabaninga – Sırt – Marselavat – Kurkunata –Çayırdüzü – Dikkaya - Çamlıhemşin.
Çamlıhemşin – Ayder - A.Çeymakçur - Y.Çeymakçur - Karadeniz Gölü -Naletleme Geçidi – Olgunlar – Haistav – Dilberdüzü - Atsız Göl - Deniz Gölü -Kaçkar Zirve - Apıvanak Aşıdı - Apıvanak Yaylası – Amlakit – Hazindağ – Pokut – Sal - Çamlıhemşin
Çamlıhemşin – Ayder - A.Kavron - Y.Kavron - Derebaşı Gölü - Apıvanak Geçidi – Palovit – Samistal – Hazindağ – Pokut – Sal - Çamlıhemşin
Çamlıhemşin – Ayder - A.Kavron - Y.Kavron – Samistal – Emlakit – Poterçur -Tatar Tepesi - Sicoğ Gölü - Sicoğ Yaylası - Kaymesor Geçidi – Trovit – Elevit –Çat - Çamlıhemşin
Çamlıhemşin – Çat – Elevit – Trovit - Garmik Aşıdı - Apıvanak Aşıdı – Derebaşı Gölü - Mezovit Gölü - Çarşak Geçidi - Büyük Göl - Küçük Göl - Karadeniz Gölü - Y.Çeymakçur - A.Çeymakçur – Ayder - Çamlıhemşin.
Çamlıhemşin – Çat – Elevit – Trovit – Garmik – Hacevanak - Yıldızlı Göl -Çapuk Boğazı - Baş Yayla - Çiçekli Yayla – Çat – Çamlıhemşin - Ballıköy (Anzer)
Dağcılık
Kayalık ve buzlu zeminlerde doğal ve yapay tırmanma tekniklerini uygulayarak görkemli dağ doruklarına ulaşmak anlamına gelen dağcılık için ilimizde çok önemli bir potansiyel bulunmaktadır. İlimizin güney sınırı teşkil eden Doğu Karadeniz Dağları’nın önemli zirvelerinden Kaçkar Dağı (3937 m), Verçenik Dağı (3711 m), Bulut Dağı (3562 m), ve Altıparmak Dağı (3492 m) yükseltileriyle ilimiz sınırları içerisinde kalırlar. Bu zirvelere ulaşan güzergahların flora ve fauna açısından zengin oluşu, coşkun akan dereleri, ve buzul göllerinin sıklığı son yıllarda yerli ve yabancı dağcıların ilgisini bu yöreye çekmektedir.
Güney rotasından çıkışı kolay olan Kaçarları her yıl yüzlerce dağcı ziyaret etmekledir. Tırmanış esnasında, eğer sis yoksa Doğu Karadeniz Dağları’nın muhteşem görüntüsü izlenebilmektedir. Kuzey rotasını ise daha çok deneyimli dağcılar tercih ederler. Kuzeyden zirve yapmanın bir avantajı geri dönüşte Ayder yaylasında kaplıcalara uğranılabilmesidir.
Kaçkar Dağları'nda yükseltinin kısa mesafelerde artması yaylacılık etkinliklerine bağlı bir takım geçici yerleşmelerin de kurulmasında doğrudan etkili olmuştur. Ülkemizin önemli zirvelerinden birisine sahip olan Kaçkar Dağları'nda aktüel buzullaşmanın ve diğer doğal değerlerin zenginliği dağcıları, turistleri ve bilim çevrelerini buraya çekmiştir
Jeep Safari
Rize’nin Güneyi’nde yer alan yaylalar, dağ yolları ile birbirine bağlanmıştır. Macera turizmi yaşamak isteyen yerli ve yabancı ziyaretçiler rehber eşliğinde Trabzon ya da Bayburt İlleri üzerinden jeeplerle gelip, Anzer Vadisi yoluyla İkizdere’ye buradan Çağrankaya Yaylası yolunu kullanarak Çamlıhemşin’e varabilirler. Son nokta olarak Ayder ve Kavron Yaylasına ulaşılabilir.
Jeep Safari Tur Güzergahları
1.Parkur: İkizdere – Çağrankaya – Çataldere – Kaptanpaşa - Çayeli parkuru.
2.Parkur: Pazar – Hemşin - Kito Yaylası – Zilkale – Çat - Elevit parkuru.
3.Parkur: Çamlıhemşin – Zilkale – Çat - Elevit parkuru.
4.Parkur: İkizdere – Anzer - Uzungöl parkuru.
5.Parkur: İkizdere – Anzer – İspir -Yusufeli parkuru.
Heliski (Helikopterle Kayak)
Dünyanın en heyecanlı doğa sporlarından biri olarak gösterilen heliski, yakın zamana kadar İsviçre’nin Alplerinde, Himalayalar’da ve Kanada dağlarında yapılırken 2004 yılında ülkemizde ilk defa, Avrupalı kayak tutkunları için Kaçkar Dağları’na turlar düzenlenmeye başlandı. Rize’nin Çamlıhemşin İlçesi’ne bağlı Ayder Yaylası’nda konaklayan kayakçılar, özel eğitimli yabancı pilotların kontrolündeki helikopterle Kaçkar Dağları’nın sarp tepelerine çıkarılmakta ve zirvelerden dağların eteklerine doğru serbest stilde iniş gerçekleştirmektedir. Yalnızca profesyonel kayakçılar tarafından yapılabilen bu spor, özel ekipman ve ihtisas
gerektirmektir. Her yıl Ocak-Nisan aylarında yapılan heliski için Ayder Yaylası’nın kış aylarında kapalı bulunan yolları açılmış olup; kışları faaliyet gösteremeyen konaklama tesislerinden bir kısmı, kışın da hizmet vermeye başlamıştır. Ayrıca daha önce 1 adet helikopterle yapılan heliksi için, 2007 yılında 4 adet helikopter kullanılmıştır.
Foto Safari
Yeryüzünde ender bulunan bir doğa güzelliğine sahip olan Rize’de fotoğraf meraklıları için eşsiz karelerin yakalanabileceği geziler düzenlenmektedir. 3900 m yüksekliğe varan Kaçkarlarda çok çeşitli bitki ve hayvan türlerinin yanında dağların, bulutların, yağmurun ve insanın birlikteliğinden doğan nefis manzaraları bir fotoğraf karesine sığdırabilmeniz mümkün.
Kamp ve Karavan Turizmi
Rize yaylaları, temiz hava ve güzel manzaraları nedeniyle kampçıların sıklıkla tercih ettikleri yerlerdir. Kaçkar Dağları Milli Parkı’nda kamp ve karavan turizmi için önemli olanaklar bulunmaktadır.
Yamaç Paraşütü
İkizdere İlçesi’nin Anzer Yaylası ile Çamlıhemşin İlçesi’nin Pokut Yaylası yamaç paraşütü yapılabilecek doğal yapıya sahiptir. Rize’nin birçok yaylasında bu potansiyel mevcut olmasına rağmen, en uygun yer Ballıköy (Anzer) yaylasıdır. Yamaç paraşütü için uygun başka bir parkur da Çamlıhemşin-Pokut-Hazindağ hattıdır.
KALELER
Zil Kale
Rize İli, Çamlıhemşin ilçesinde bulunan bölgenin en dikkate değer eserlerinden biridir. İlçe merkezinin 15 km güneyinde Fırtına Deresinin batı yamaçları üzerinde kurulmuştur. Kalenin, üzerinde inşa edildiği sarp kaya kütlesi, denizden 750, dere yatağından ise yaklaşık 100 m yüksektedir. Kale, dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana gelmektedir. Dış kalenin kapısına kuzey batı yönündeki patika bir yolla ulaşılır. Kuzeydeki kapının söve taşları sökülmüştür. Bir teras yardımıyla orta surlar seviyesine çıkılır ve
ikinci bir kapı ile kale içerisine girilir. Orta kale içerisinde üç önemli yapı bulunmaktadır. Bunlar; muhafız binası, şapel ve baş kuledir. Kulenin dört katlı olduğu, duvarlardaki hatıl izleri ve kiriş deliklerinden anlaşılmaktadır. İçerisinde ince bir bölüntü duvarı ve dolgu toprak vardır. Duvarlar üzerinde doğu yönünde kemerli pencereler, diğer taraflarda mazgal delikleri bulunmaktadır. Kulenin üstünün dendanlı bir teras şeklinde olduğu belirlenmiştir. Duvarlar içerisinde dikey uzanan boru yuvaları, belki de kapanmış sarnıçlara su akıtıyordu.
Kalenin yapılış tarihini belirtecek kesin veriler olmamakla birlikte 14. ve 15. yüzyıllara tarihlendirilmektedir.
Kale-İ Bala
Çamlıhemşin İlçe merkezine 40 km uzaklıkta, Hisarcık Köyü sınırları içinde, Fırtına Deresi’nin kaynaklarına hakim bir noktada kurulmuştur. Yazılı kaynaklarda geçen bir diğer adı da Varoş Kale’dir. Kale, Kaçkarlar’ın iç kısma geçit verdiği Baş Hemşin ve Tatos geçidine yakındır. Kale çevresinde bazı yayla yerleşimleri vardır. Kalenin surları oldukça harap olmuştur. Duvar işçiliği bakımından Zil Kale ile benzerlikler göstermektedir. Duvar kalınlıkları 50 cm ile 1 m arasında değişmektedir.
Kalenin ana planı dikdörtgen olarak tanımlanabilir. Doğusu, güneyi ve kısmen kuzeyi de sarp kayalıktır. Batı taraf eğimli bir arazi üzerindedir. Giriş kapısı kuzey batıdadır. Aynı cephenin doğusunda bir kapı izi daha vardır. Mevcut kapı 1,10 m genişliğinde, 2,5 m yüksekliğindedir. Kalenin ortalama uzunluğu 70 m genişliği ise 25 mdir. Duvar izlerinden batı kulelerinin varlığı anlaşılmaktadır. İç kısımda doğu duvarına bitişik tonozlu bir mekan kalıntısı vardır. Burası yüksek ihtimalle sarnıçtı.
Kalenin kurulduğu yer ve duvar işçiliği bakımından Zil Kale ile benzerlikler göstermektedir. Zil Kale ile aynı tarihlerde (14-15 yüzyıl) yapıldığı düşünülmektedir.
DOĞAL GÜZELLİKLER
Yaylalar
İlimizin iç kesimlerinde, zengin orman dokusu civarında yer alan yaylalarda mevcut altyapıyı kullanarak yapılabilecek fazla yatırım gerektirmeyen bir turizm çeşididir. Bu aktivite için gerekli potansiyel tüm yaylalarımızda mevcut olup, halen Ayder, Anzer, Çad, Elevit gibi yaylalarımızda yapılmaktadır.
Rize’nin güneyindeki Kaçkar Dağları ile yüksek dağların eteklerinde birbiriyle bağlantılı birçok güzel yayla vardır. Bütün bu yaylalar yaz mevsiminde insanlarla dolup taşar. Olağanüstü güzellikteki bu yaylaların hemen hepsinde ot biçme şenlikleri yapılmaktadır. Bu şenliklere katılmak mümkün olduğu gibi yayla eteklerindeki yamaçlarda rehberlerle birlikte doğa yürüyüşü yapma imkanı da bulunmaktadır.
Ayder Yaylası
Çamlıhemşin İlçesi’nin 16 km. güneydoğusunda bulunan, 1250 m yükseklikteki Ayder Yaylası, birçok konaklama tesisiyle yaz sıcağından bunalanlara doğal bir serinlik sunar. Yayla turizmi için gereken tüm altyapı gereksinimleri karşılanmış olan yayla, zengin flora ve faunasının yanı sıra kaplıcası ile de bölgenin en çok tercih edilen tatil yerlerinden biridir.
Pokut, Sal, Hazindağ Yaylaları
Çamlıhemşin İlçesi’nin güneyinde, Fırtına ve Hala derelerinin oluşturduğu vadiler arasında yer alan Pokut, Sal ve Hazindağ yaylaları, orman üst sınırı civarında, 1750-2000 m. yükseltilerde yer alırlar. Doğa yürüyüşü yapmak ve dinlenmek için ideal bir ortam sergileyen yaylalar, zengin biyolojik çeşitliliklerinin yanı sıra emsalsiz bir sivil mimari yapıya sahiptir. Yayla dizisinin ilki, Çamlıhemşin İlçesi’ne 15 km mesafede bulunan saklı güzellikleriyle Pokut Yaylası’dır.
Aşağı ve Yukarı Kavron Yaylaları
Ayder’e 10 km mesafedeki Aşağı Kavron ve 14 km mesafede, 2300 m yükseklikte yer alan Yukarı Kavron Yaylaları ile Kavron Geçidi'nde Büyük Kaçkar ve Kemerli Kaçkar'ın zihinlerden kolay silinmeyecek görüntülerini yakalamak mümkündür. Kaçkarlar’ı tüm görkemiyle karşınızda bulacağınız bu coğrafyada gündoğumu izlemek de kaçırılacak bir güzelliktir.
Elevit ve Palovit Yaylaları
Ulaşım sorunu olmayan bu yaylalar, içerisinde başta yaban keçisi olmak üzere Karadeniz'e özgü diğer tüm yabani hayvanlar bulunduğundan, avcılık için önemli bir potansiyele sahiptir. Kaçkar Dağları’nın kuzeybatı yamacında, bir yanı tümüyle ormanlarla kaplı, diğer yanı ise dağ yamacına dayalı gökyüzündeki vadi Palovit, Karadeniz’in en güzel yükseltilerinden biridir.
Akarsular
Kaçkar Dağları, hızlı akışlı akarsuların kaynağıdır. Bunların en önemlileri Fırtına Deresi, Taşlıdere, İkizdere, Karadere ve İyidere’dir. Bu derelerde akarsu sporları (kano-rafting) için gerekli debi rejim miktarı vardır.
Bu akarsularımızda ulusal rafting gösterileri ve 2004 yılı ulusal rafting şampiyonası gerçekleştirilmiştir. Akarsular dışında irili ufaklı birçok dere de bulunmaktadır.
Fırtına Deresi
Kaçkar Dağları’nın Karadeniz'e bakan yamaçlarındaki derelerin birleşmesi ile oluşan Fırtına Deresi, Ardeşen’in yaklaşık 2 km. batısında Karadeniz'e dökülür. 57 km uzunluğundaki Fırtına Deresi, akarsu turizmi (kano-rafting) açısından elverişli parkura sahiptir. Fırtına deresi, debisi en yüksek ve hızlı akan bir dere olma özelliği taşımaktadır. Bu nedenle yerli ve yabancı sporcular bu dereyi özellikle tercih etmektedirler.
Çay bahçelerinin ve yer yer ağaçlık adaların arasından geçen derenin üzerindeki kemer köprüler doğayla uyumlu görüntüleriyle huzur verici bir manzara sunar.
Şelaleler
Palovit Şelalesi
Kaçkar Dağları Milli Parkı içindeki doğal güzelliklerden biri de Palovit Şelalesi’dir. Zilkale Harabesini geçtikten sonraki yol ayrımında başlayan Palovit Vadisi’nin duraklarından biri olan heybetli şelale 15 metre yüksekliğe sahiptir. Yöredeki şelaleler içerisinde en bol suya sahip olanıdır.
Bulut Şelalesi
Çamlıhemşin ile Ayder Yaylası arasındaki Tar Deresi’nden vadiye birçok küçük düşümlü şelale akar. Bunların en uzunu ve seyrine doyum olmayanı Bulut şelalesidir. Şelale üç kademeli olarak yaklaşık 250 metre yükseklikten akmaktadır. Çamlıhemşin ilçe merkezine yaklaşık 2 km. mesafede bulunmaktadır.
Göller
Rize Dağları'nın 2400m'yi aşan bölümlerinde buzul aşandırması ve biriktirmesi sonucu oluşmuş olan 19 adet küçük alanlı göl tespit edilmiştir. Bu göllerin en büyükleri 0.07km² yüzölçümündeki Ambar Gölü (2950m) ile Büyük Deniz Gölü'dür.(2900m.) 2400-3000m yükseklikler arasında yer alan bu göllerin en küçüğü ise 0.01km² yüzölçümündeki Öküzyatağı Gölü'dür.(2775 m) Bunların bir kısmı buzyalağı, bir kısmı da moren set gölüdür.
AYDER YAYLASI
Ayder Yaylası'na ulaşmak için Rize'den çıkıp Artvin istikametine doğru devam ediyorsunuz, Çayeli ilçesinden Sahil yolundan ayrılarak Çamlıhemşin ilçesi yönüne dönerek, Fırtına Vadisi boyunca güneye doğru yönelip tırmanmaya başlıyorsunuz. Milli park statüsündeki Fırtına Vadisi Dünya'nın öncelikli korunması gereken 200 ekolojik bölgesinden birisi. Fırtına Deresi bir zamanlar baraj yapımı ile gündeme gelmişti. Fakat doğal yapının bozulmasına neden olacağı için uzun bir yargı sürecinden sonra proje iptal edildi. Dereyi solumuza alıp ağır ağır yolda ilerlerken, yeşilin bin bir tonunu görünce bunun nedenini anlamakta zorlanmayacaksınız.
Fırtına Vadisinin gerçekten muhteşem bir doğası var. İnsanı kendinden geçirecek bir güzelliğe sahip. Dar ve derin bir vadi içinde akan bir dere, her yandan ona ulaşan küçük su kaynakları, bin bir çeşit ağaç ve rengarenk çiçeklerden oluşan manzara. Zaman zaman bu dere üzerine kurulmuş kemer köprülere ve yamaçlardan dökülen küçük şelalelere rastlanıyor. Tepelerinde ve yamaçlarında Karadeniz'e özgü değişik mimari tarzda evleri ve ilkel görünümlü teleferikleri unutmamak lazım.
Karadeniz kıyısıyla Ayder Yaylası arasındaki tek yerleşim yeri Çamlıhemşin. Çamlıhemşin yolu gayet bakımlı. İlçe ortasından akan derenin iki kenarındaki dik yamaçlara kurulmuş. Ahşap ve eski evler ile kadınların yöresel kıyafetleri hemen dikkatimizi çekiyor. Çamlıhemşin Rize arası toplam 69 km. Çamlıhemşin ile Ayder Yaylası arası 19.km. Çamlıhemşin'den yola devam edince 20 dakika kadar sonra Ayder Yaylasına ulaştık. 1.358 m. yükseklikteki Ayder Yaylası, Karadeniz yaylalarının en meşhurlarından biridir. Bu yayla Milli Park Sahası içinde olmakla birlikte Turizm Merkezi ve Belediye Mücavir alam kapsamındadır.
Yeni gelişmekte olan bir yerleşim birimidir. Bu yaylada yaklaşık küçük büyük 25 adet otel ve pansiyon bulunmaktadır. Bunların çoğunluğu aile işletmeciliği şeklinde çalışmaktadır. Alt yapı hizmeti tamamlanmış olan yayla daha çok bir kasabayı hatırlatmaktadır. Ayder'in en bilinen ve en meşhur görüntüsü yamaçtaki çimenlikler arasında yer alan ahşap ve eski evler. Ayder'de bulunmak bile kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. İlk yapacağınız iş çeşmeden akan buz gibi sudan içmek olmalı. Yaylanın her tarafından mutlaka bir pınar yada çeşmeye rastlamak mümkün.
Doğayla bütünleşmiş yayla evlerine, oteller, pansiyonlar ve kamp yapmak için burada olanların çadırları ve karavan kamp olanakları da var. Ayder' de beton bina yapmak yasak, yapılacak binalar mutlaka ahşap olma zorunluluğu var. Yayla bölgenin diğer kesimlerine göre kalabalık. Ağırlıklı olarak turistler var, dünyanın her yerinden insana rastlayabiliyorsunuz.
Ayder'i şifa yaylası olarak tanımlanmasını sağlayan özellikleri; Havası ve suyu Kaplıcası Balı'dır.
Ayder Yaylası'nın havasının astım hastalığına iyi geldiği söyleniyor. Ayder Yaylasında ülkemizin sayılı kaplıcalarından olan Ayder Kaplıcası bulunmaktadır. 260 metre derinlikten çıkan, 50 derecelik kaplıca sularının başta romatizma, kireçlenme olmak üzere pek çok hastalığa iyi geldiğini biliniyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, kaplıca sularının romatizmal eklem hastalıkları, sinir, sindirim, dolaşım sistemi hastalıklarıyla idrar yolları ve üreme organı hastalıklarına iyi geldiğini belirtiliyor.
Kaplıca suları ayrıca, egzama ve sedef, ergenlik sivilceleri gibi cilt hastalıklarının tedavisinde de kullanılıyor. Kaplıca sularından fayda görmek için havuza girmek, özel banyo almak ya da içmek mümkün. Tabii ki, kaplıcaya girmeyi sakıncalı kılacak durumlar da var. Örneğin kanamalı rahatsızlıklar, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıkları başta geliyor. Bu nedenle kaplıcaya girmeden önce mutlaka uzman bir doktora danışmak şart.